Author :
Abstract
Bu çalışma, ilköğretim döneminde yabancı dil olarak Almancanın öğretiminde, öğretmenin katkı düzeyini incelemeyi amaçlamaktadır. Öncelikle Almancanın dünyadaki öneminden hareketle, Türkiye’de niçin yabancı dil olarak erken yaşta öğretilmesi gerektiği irdelenecektir. Ayrıca çocuklarda ilköğretim çağı, dilin hızlı ve etkili gerçekleştiği dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde verilen yabancı dil eğitiminin niteliği, büyük ölçüde öğretmenin pedagojik yeterliliklerine, kullandığı yöntemlere ve öğrenciyle kurduğu etkileşime bağlıdır. Literatür taramasına dayalı olarak gerçekleştirilen bu araştırmada, öğretmenin dil girdisi sunma becerisi, öğrenci motivasyonunu desteklemesi, sınıf içi iletişim stratejileri ve duygusal destek sağlamadaki rolü değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular, öğretmenin aktif ve öğrenci merkezli bir yaklaşım benimsediği durumlarda çocukların dil edinim süreçlerinin daha başarılı ve kalıcı olduğunu göstermektedir. Ayrıca, öğretmenin kişisel ve mesleki niteliklerinin öğrencilerin yabancı dile yönelik tutumlarını doğrudan etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda, sınıf içi öğretmen uygulamalarının yeniden gözden geçirilmeli ve erken yaşta yabancı dil öğretimine yönelik özel eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.
Keywords
Abstract
In dieser Studie soll untersucht werden, inwieweit die Lehrkräfte zum Unterricht von Deutsch als Fremdsprache im Grundschulalter beitragen. Zunächst wird auf der Grundlage der Bedeutung des Deutschen in der Welt analysiert, warum es in der Türkei bereits in jungen Jahren als Fremdsprache unterrichtet werden sollte. Darüber hinaus gilt das Grundschulalter als der Zeitraum, in dem die Sprache schnell und effektiv umgesetzt wird. Die Qualität des Fremdsprachenunterrichts in diesem Zeitraum hängt in hohem Maße von den pädagogischen Kompetenzen des Lehrers, den von ihm verwendeten Methoden und der Interaktion mit den Schülern ab. In dieser Studie, die sich auf eine Literaturrecherche stützt, wurden die Fähigkeit der Lehrkraft, Sprachinput zu liefern, die Motivation der Schüler zu fördern, die Kommunikationsstrategien im Klassenzimmer und ihre Rolle bei der emotionalen Unterstützung bewertet. Die Ergebnisse zeigen, dass die Spracherwerbsprozesse der Kinder erfolgreicher und dauerhafter sind, wenn die Lehrkraft einen aktiven und schülerzentrierten Ansatz wählt. Darüber hinaus wurde festgestellt, dass die persönlichen und beruflichen Qualitäten der Lehrer die Einstellung der Schüler zur Fremdsprache direkt beeinflussen. Dementsprechend sollten die Praktiken der Lehrkräfte im Klassenzimmer überarbeitet und spezielle Schulungen für den Fremdsprachenunterricht im frühen Alter verbreitet werden.
