AZERBAYCAN ENERJİ STRATEJİSİNDEKİ TÜRKİYE'NİN YERİ VE ROLÜ - RUSYA - İRAN TİCARİ İLİŞKİLERİ

Author:

Year-Number: 2016-38
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : FELSEFE
Number of pages: 244-255
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Modern Türkiye, Rusya ve İran arasındaki ilişkilerin derin kültürel, tarihi ve dini kökleri vardır, işte bu kökler Avrasya'da ve Ortadoğu'da asırlar boyunca geopolitikanı klimalı. Osmanlı ve Rusya imparatorluklarının işgalci politikaları onların rekabetlerinin derinleşmesine ve 16-20 yüzyıllar boyunca Karadeniz boyunca aralarında onlarla savaşın yaşanmasına neden olmuştur. Osmanlılar Kafkasya'da yaşayan Türk ve Müslüman nüfusun siyasi isteklerini destekliyorlardı, Rusya ise Türkiye'deki Slav ve Hıristiyan azınlıkların Osmani hükümranlığına karşı çıkmasına yardım ediyordu. Vladimir Lenin I. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk devrimci hareketine kendi yardımını gösterdi ve modern Türkiye Cumhuriyeti ile SSCB arasındaki ilk ilişkiler bir tür işbirliği niteliği taşıyordu. Soğuk savaş dvründə ilişkiler daha soğuktu, Stalin'in zammanında Sovyetler Birliği'nin Karadeniz boğazlarına karşı iddiaları başka idi, bunun ardından Komünist ekspansiyasına karşı Türkiye NATO üyesi olarak bokun güney cinahını düzenledi. 1990 illlerde Rusya'nın Kafkasya'daki faaliyetleri ve Ankara'nın eski Sovyetler Birliği ərazisindəkki pan-Türkist politikası, aynı zamanda her iki ülkenin birbirine karşı savaşan separratçı gruplara destek vermelerine göre, taraflar arasında belli gerilimler oluştu. Kademeli güvenlik öncelikleri ön plana çıktı, Rusya esas dikkatini Kuzey Kafkasya'daki İslamcı ve bölücü hareketlere yöneltti, Türkiye Kürt terrorizminin önlemeye çalıştı, böylece her iki taraf bölücülere desteği kesmekle ilgili anlaşmaya vardı. Bu değişiklik SSCB'nin son yıllarından gelişmeye başlamış ekonomik ve enerji ilişkileri ile birlikte derinleşmeye başladı, ayrıca Batı'ya karşı da her iki tarafın məyusluğu kendini gösterir verirdi, bundan sonra son on yıl içinde Moskova ie Ankara arasında pratik işbirliği ve tarihi yakınlaşma eğilimleri ortaya çıktı.

Keywords

Abstract

The relations between modern Turkey, Russia and Iran have deep cultural, historical and religious roots, just these roots conditioned geopolicy in Eurasia and Near East. The invasive policy of Ottoman and Russia Empires caused to deepening of competition between them and occurrence of tens of wars along the Black Sea in the XVI – XX centuries. Ottomans supported the political wishes of Turkish and Muslim people residing in the Caucasus and Russia helped the Slavic and Christian minorities in Turkey to oppose the Ottoman dominion. After the World War I, following the collapse of the Ottoman Empire, Vladimir Lenin assisted Ataturk in the Turkish revolutionary movement and the first relations between modern Turkey Republic and USSR had the nature of cooperation. The relations were colder during the cold war years. The claims of the Soviet Union about Black Sea straits were different under the governance of Stalin, following it, Turkey entered into NATO against the Communist expansion and comprised the South wing of the block. In the 1990s, the tension arose between the parties because of the actions of Russia in the Caucasus and "pan-turkist" policy of Ankara held on the area of former Soviet Union, as well as supporting the separator groups struggling against each other. Gradually, the security priorities were come to the fore, Russia directed its attention to the Islamist and separator movements held in the North Caucasus, Turkey tries to prevent the Kurdish terrorism, thus, both parties agreed to cease the support of the separators. This change became deepened together with the economic and energy relations established in the last years of the USSR, as well as the disappointment of both parties towards West demonstrated itself, afterwards, practical collaboration and historical approach inclinations emerged between Moscow and Ankara within the last decade.

Keywords